(94) Yanlarına döndüğünüzde size özür beyan edecekler. De ki: «Özür beyan etmeyin, asla size inanmayacağız! Doğrusu Allah bize durumunuzdan birçok haberler verdi; bundan böyle de Allah ve Resulü yaptıklarınızı görecektir; sonra hepiniz gizliyi aşikarı bilen Allah'ın huzuruna götürüleceksiniz. O vakit O, size neler yaptığınızı haber verecektir.
(95) Yanlarına döndüğünüz zaman, kendilerinden yüz çeviresiniz diye, Allah'a yemin edecekler. Siz de onlardan yüz çeviriniz; çünkü onlar murdar kimselerdir, kazandıklarının cezası olarak varacakları yer de cehennemdir.
(96) Kendilerinden razı olasınız diye size yemin ederler; ama siz onlardan razı olsanız bile, muhakkak Allah, fasıklar topluluğundan razı olmaz.
(97) Bedeviler küfür ve nifak bakımından daha beterdirler; bununla beraber Allah'ın Resulüne indirdiği hükümlerin sınırlarını bilmemeye daha layıktırlar; Allah, bilendir, hikmet sahibidir.
(98) Bedevilerden kimi de vardır ki, verdiğini angarya sayar ve size zamanın türlü türlü belalarını gözetir. O kötü devir kendi başlarına olsun! Allah, herşeyi işiten, herşeyi bilendir.
(99) Yine bedevilerden öyleleri vardır ki, Allah'a ve ahiret gününe inanır; harcadığını Allah katında yakınlarına ve Peygamberin dualarına vesile sayar; gerçekten bu, onlar için bir yakınlıktır. İleride Allah, onları rahmeti içine koyacaktır; çünkü Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Diyanet Isleri
Onlara döndüğünüzde, size mazeret beyan edeceklerdir. De ki: “Mazeret beyan etmeyin. Size kesinlikle inanmayız. Çünkü Allah bize sizin durumunuzu bildirdi. Bundan böyle davranışlarınızı Allah da Resûlü de görecek. Sonra hepiniz, gaybı da görülen âlemi de bilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduğunuz şeyleri size haber verecek.”
Elmalılı (sadelestirilmis - 2)
Savaştan dönüp yanlarına geldiğinizde size özür beyan edecekler. De ki: «Özür beyan etmeyin. Size kesinlikle inanmayız. Allah bize, sizin durumunuzdan haberler verdi». Bundan sonra da Allah ve Resulü yaptıklarınızı görecektir. Daha sonra da gizliyi ve âşikârı bilen Allah'a döndürüleceksiniz. O vakit O, size neler yapmış olduğunuzu tek tek haber verecektir.
Elmalılı (sadelestirilmis)
Yanlarına döndüğünüzde size özür beyan edecekler. De ki: «Özür beyan etmeyin, asla size inanmayacağız! Doğrusu Allah bize durumunuzdan birçok haberler verdi; bundan böyle de Allah ve Resulü yaptıklarınızı görecektir; sonra hepiniz gizliyi aşikarı bilen Allah'ın huzuruna götürüleceksiniz. O vakit O, size neler yaptığınızı haber verecektir.
Elmalılı Hamdi Yazır
Yanlarına avdet ettiğinizde size itizar edecekler, de ki: itizar etmeyin ihtimali yok size inanmıyacağız doğrusu Allah bize ahvalinizden bir çok haberler verdi, bundan böyle de Allah ve Resulü amelinizi görecek, sonra hepiniz o gayb-ü şehadeti bilen hakkın huzuruna götürüleceksiniz o vakıt o size haber verecek neler yapıyordunuz
Diyanet Vakfı
(Seferden) onlara döndüğünüz zaman size özür beyan edecekler. De ki: (Boşuna) özür dilemeyin! Size asla inanmayız; çünkü Allah, haberlerinizi bize bildirmiştir. (Bundan sonraki) amelinizi Allah da görecektir, Resûlü de. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduklarınızı size haber verecektir.
Abdulbaki Gölpınarlı
Seferden dönüp de onlarla buluştuğunuz zaman size özürler getirecek onlar; de ki: Özür dilemeyin, kesin olarak size inanmıyoruz; Allah, sizin ahvâlinizi haber vermiştir bize ve bundan sonraki hareketlerinizi de Allah ve Peygamberi görecek, sonra da gizliyi ve açığı bilen Tanrının tapısına döneceksiniz de o, bütün yaptıklarınızı size bildirecek.
Adem Uğur
(Seferden) onlara döndüğünüz zaman size özür beyan edecekler. De ki: (Boşuna) özür dilemeyin! Size asla inanmayız; çünkü Allah, haberlerinizi bize bildirmiştir. (Bundan sonraki) amelinizi Allah da görecektir, Resûlü de. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduklarınızı size haber verecektir.
Ahmed Hulusi
Savaştan döndüğünüzde size mazeret beyan edecekler. . . De ki: "Özür beyan etmeyin. . . Size asla inanmayacağız. . . (Zaten) Allâh bizi, sizin durumunuzdan haberdar etti. . . Allâh ve Rasûlü sizin ortaya koyduğunuzun sonucunu görecek; sonra algılanamayan ve algılanan âlemlerin Aliym'ine döndürülürsünüz! (O da) size yapmakta olduklarınızın anlamını ve sonucunu bildirecek. "
Ahmet Tekin
Savaştan dönüp yanlarına geldiğinizde, size özür beyan edecekler. Onlara:
'Özür beyan etmeyin. Size kesinlikle güvenmeyiz, inanmayız. Allah bir kısım hallerinizi bize haber verdi. Bundan sonra da, Allah ve Rasûlü amellerinizi görecektir. Sonra, duyu ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini ve görülen âlemi bilenin huzuruna varacaksınız. Allah, işlemekte olduğunuz amellerinizi birer birer ortaya koyarak sizi hesaba çekecektir.' de.
'Özür beyan etmeyin. Size kesinlikle güvenmeyiz, inanmayız. Allah bir kısım hallerinizi bize haber verdi. Bundan sonra da, Allah ve Rasûlü amellerinizi görecektir. Sonra, duyu ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini ve görülen âlemi bilenin huzuruna varacaksınız. Allah, işlemekte olduğunuz amellerinizi birer birer ortaya koyarak sizi hesaba çekecektir.' de.
Ahmet Varol
Yanlarına döndüğünüzde size özür beyan ederler. De ki: 'Hiç özür beyan etmeyin. Size inanmayacağız. Allah sizin haberlerinizi bize bildirdi. Allah da Peygamberi de amellerinizi görecek. Sonra gizli olanı da açık olanı da bilene döndürülürsünüz ve O size yapmakta olduklarınızı bildirir.'
Ali Bulaç
Onlara geri döndüğünüzde size özür belirttiler. De ki: "Özür belirtmeyiniz, size kesin olarak inanmıyoruz. Allah bize, sizin durumunuzu haber vermiştir. Yaptıklarınızı Allah görecektir, O'nun Resulü de. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilene döndürüleceksiniz ve O, yapmakta olduklarınızı size haber verecektir."
Ali Fikri Yavuz
Savaştan geri dönüp münafıkların yanına vardığınız zaman, onlar size özür dileyecekler. De ki: “- Boşuna özür dilemeyin, size inanmıyacağız. Doğrusu Allah bize durumunuzdan bir çok haberler verdi. Bundan böyle Allah ve Rasûlü, yaptıklarınızı görecektir. Sonra gaybı ve hazırı bilen Allah’a döndürüleceksiniz. O vakit size, Allah, ne yapmış olduğunuzu haber verecektir.”
Bekir Sadak
Savastan dondugunuzde size ozur beyan ederler. Onlara de ki: «Ozur beyan etmeyin, size inanmayacagiz, Allah haberlerinizi bize bildirmistir. Allah da, peygamberi de isleyeceklerinizi gorecektir. Sonunda, gorulmeyeni ve goruneni bilen Allah'a geri cevrileceksiniz. O, islediklerinizi size haber verecektir.»
Celal Yıldırım
Münafıklar (savaştan) döndüğünüzde sizden özür dilerler. De ki: Özür dilemeyin ! Elbette size inanmıyoruz. Allah haberlerinizi bize açıkça bildirmiştir. Bundan böyle de Allah da Peygamberi de yaptıklarınızı görecek (ve değerlendirecek). Sonra da (ölüp) gizli ve açık her şeyi hakkıyle bilen (Allah)e döndürüleceksiniz; O da yaptıklarınızı size bir bir haber verecektir.
Diyanet Isleri (eski)
Savaştan döndüğünüzde size özür beyan ederler. Onlara de ki: 'özür beyan etmeyin, size inanmayacağız, Allah haberlerinizi bize bildirmiştir. Allah da, Peygamberi de işleyeceklerinizi görecektir. Sonunda, görülmeyeni ve görüneni bilen Allah'a geri çevrileceksiniz. O, işlediklerinizi size haber verecektir.'
Fizilal-il Kuran
Savaştan döndüğünüzde size özür dileyecekler. Onlara de ki: “Özür beyan etmeyin. Size asla inanmayacağız. Allah haberlerinizi bize bildirmiştir. Allah da, Peygamberi de işleyeceklerinizi görecektir. Sonunda, görülmeyeni ve görüneni bilen Allah’a geri çevrileceksiniz. O, işlediklerinizi size haber verecektir.”
Gültekin Onan
Onlara geri döndüğünüzde size özür belirttiler. De ki: "Özür belirtmeyin, size kesin olarak inanmıyoruz / güvenmiyoruz (len nümine). Tanrı bize durumunuzu haber vermiştir. Yaptıklarınızı Tanrı görecektir, O'nun elçisi de. Sonra gaybı da, müşahade edilebileni de bilene döndürüleceksiniz ve O yaptıklarınızı size haber verecektir."
Hasan Basri Çantay
(Seferden) onlara döndüğünüz vakit size özür dermiyan edeceklerdir. De ki: (Bîhûde) özür dilemeyin. Size kat'iyyen inanmıyoruz. Allah, bize (hallerinizden bir çok) haberler vermişdir. (Bundan sonraki) hareketinizi de Allah, Resulü ile beraber, görecekdir. (En) sonra gizliyi ve aşikârı bilen (Allah) a döndürüleceksiniz de O, size, neler yapıyordunuz, (hepsini) haber verecekdir.
Hayrat Nesriyat
(O münâfıklar, Tebük’ten) kendilerine döndüğünüz zaman size özür beyân edecekler. De ki: '(Hiç) ma'zerette bulunmayın, size aslâ inanmayacağız! Allah, sizin haberlerinizden bir kısmını gerçekten bize bildirmiştir. (Bundan sonraki) amelinizi Allah da görecek, Resûlü de! Sonra, gizli olanı ve görüneni hakkıyla bilen (Allah’)a döndürüleceksiniz; artık (O da) size, yapmakta olduğunuzu haber verecektir!'
Ibni Kesir
Kendilerine döndüğünüz vakit de size özür beyan ederler. De ki: Özür dilemeyin. Size katiyyen inanmıyorum. Doğrusu Allah, bize haberlerinizi bildirmiştir. Allah da, Rasulü de amellerimizi görecektir. Sonra hepiniz, görüleni de görülmeyeni de bilene döndürüleceksiniz. O, size neler yaptığınızı haber verecektir.
Muhammed Esed
(Ve) onlar, (seferden) döndüğünüzde size bahaneler arzedecekler! De ki: "(Asılsız) özürleri ileri sürmeyin, (çünkü) size inanmıyoruz: Allah bize hakkınızda gerekli bilgiyi vermiş bulunuyor zaten. (Bundan sonraki) yapıp ettiklerinize bakacak Allah; ve Onun Elçisi (de öyle); sonunda, yaratıkların görüş ve algı alanı dışında kalan şeyleri de, onların duyu ve tasavvur yoluyla tanıklık edebilecekleri şeyleri de bütün gerçeğiyle bilen Onun karşısına çıkarılacaksınız; Ve O sizin (hayatta) ne yapıp ettiğinizi tam olarak kavramanızı sağlayacak".
Ömer Nasuhi Bilmen
Onlara döndüğünüz zaman size mazeret beyan edeceklerdir. De ki: «Mazerette bulunmayınız, elbette size inanmayacağızdır. Muhakkak ki, Allah Teâlâ sizin bir kısım hallerinizden bizi haberdar buyurdu ve sizin amellerinizi Allah Teâlâ ve Peygamberi görecektir. Sonra gizliyi de, âşikâreyi de bilene döndürüleceksiniz. Artık o da neler yapmış olduklarını size haber verecektir.»
Ömer Öngüt
Seferden geri dönüp onların yanına geldiğiniz zaman size özür beyan ederler. De ki: “Hiç özür beyan etmeyin, size aslâ inanmayız. Çünkü Allah bize sizin haberlerinizi bildirmiştir. Yaptığınızı Allah da görecek Peygamber'i de. Sonunda görüleni ve görülmeyeni bilenin huzuruna döndürüleceksiniz. O size yaptıklarınızı haber verecektir. ”
Şaban Piriş
Geri döndüğünüzde size özür beyan ederler. De ki: -Özür beyan etmeyin, size inanmayacağız. Allah haberlerinizi bize bildirmiştir. Allah da yaptıklarınızı görecektir, Resulü de. Sonra gaybı ve görünenleri bilene döndürüleceksiniz. O da size yaptıklarınızı haber verecektir.
Suat Yıldırım
Savaş dönüşü kendileriyle karşılaşınca, katılmamaları hakkında mazeretler, bahaneler ileri sürerler. De ki: "Boşuna özür dilemeyin, zira size inanmayacağız.Çünkü sizin aleyhimizde çevirdiğiniz hilelerden bir kısmını Allah bize bildirdi. Bundan böyle de, yapacağınız her şeyi Allah da, Resulü de görüp değerlendirecek, daha sonra da, gizli olsun açık olsun, her şeyi bilen Allah’ın huzuruna götürüleceksiniz. O da bütün yaptıklarınızı bir bir önünüze koyacaktır."
Tefhim-ul Kuran
Onlara geri döndüğünüzde size özür belirttiler. De ki: «Özür belirtmeyiniz, size kesin olarak inanmıyoruz. Allah bize, sizin durumunuzu haber vermiştir. Yaptıklarınızı Allah görecektir, O'nun Resulü de. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilene döndürüleceksiniz ve O, yapmakta olduklarınızı size haber verecektir.»
Ümit Şimsek
Yanlarına döndüğünüzde, size özür beyan ederler. De ki: Hiç mazeret ileri sürmeyin; size inanacak değiliz. Çünkü Allah sizin durumunuzdan bizi haberdar etti. Allah ve Resulü bundan sonra ne yapacağınıza bakacak. Sonra da görünen ve görünmeyen herşeyi bilen Allah'ın huzuruna çıkarılacaksınız; yapmakta olduklarınızı O size bildirecek.
Diyanet Isleri
Yanlarına döndüğünüz zaman, kendilerini rahat bırakmanız için size Allah adıyla yemin edeceklerdir. Artık onların peşini bırakın. Çünkü onlar pistir. Kazandıklarının karşılığı olarak, varacakları yer de cehennemdir.
Elmalılı (sadelestirilmis - 2)
Dönüp de yanlarına geldiğinizde kendilerinden yüz çeviresiniz (hesaba çekmekten vazgeçesiniz) diye Allah'a yemin edecekler. Siz de onlardan yüz çevirin. Çünkü onlar gerçekten murdar kimselerdir. Yaptıklarının cezası olarak nihayet varacakları yer cehennemdir.
Elmalılı (sadelestirilmis)
Yanlarına döndüğünüz zaman, kendilerinden yüz çeviresiniz diye, Allah'a yemin edecekler. Siz de onlardan yüz çeviriniz; çünkü onlar murdar kimselerdir, kazandıklarının cezası olarak varacakları yer de cehennemdir.
Elmalılı Hamdi Yazır
Yanlarına döndüğünüz zaman kendilerinden sarfı nazar edesiniz diye size yeminbillâh edecekler, siz de kendilerinden sarfı nazar edin, çünkü onlar murdar şeylerdir, kesiblerinin cezası olarak varacakları yer de Cehennemdir
Diyanet Vakfı
Onların yanına döndüğünüz zaman size, kendilerinden (onları cezalandırmaktan) vazgeçmeniz için Allah adına and içecekler. Artık onlardan yüz çevirin. Çünkü onlar murdardır. Kazanmakta olduklarına (kötü işlerine) karşılık ceza olarak varacakları yer cehennemdir.
Abdulbaki Gölpınarlı
Döndüğünüz zaman kendilerinden vazgeçmeniz için Allah'a ant verecekler; vazgeçin onlardan, şüphe yok ki onlar murdardır ve yurtları cehennemdir, bu da kazandıkları suçların karşılığıdır.
Adem Uğur
Onların yanına döndüğünüz zaman size, kendilerinden (onları cezalandırmaktan) vazgeçmeniz için Allah adına and içecekler. Artık onlardan yüz çevirin. Çünkü onlar murdardır. Kazanmakta olduklarına (kötü işlerine) karşılık ceza olarak varacakları yer cehennemdir.
Ahmed Hulusi
Onlara döndüğünüzde, kendilerini rahat bırakmanız için, Esmâ'sıyla onların hakikati olan Allâh adına yemin edeceklerdir. . . Siz de terk edin onları! Muhakkak ki onlar tiksinilecek şeylerdir! Yaptıklarının getirisi olarak onların sığınağı Cehennemdir.
Ahmet Tekin
Dönüp de yanlarına geldiğinizde, kendilerini hesaba çekmekten vazgeçesiniz diye Allah’a yeminler edecekler. Siz de onların faaliyetlerine karşı tedbir alın. Onlar gerçekten, lânetli, zararlı, hışma uğramış kimselerdir. Mekânları cehennemdir. Bu, işledikleri ameller, yüklendikleri günahlar sebebiyle onlara bir cezadır.
Ahmet Varol
Yanlarına vardığınız zaman onlardan yüz çevirmeniz için size karşı Allah'a yemin edecekler. Onlardan yüz çevirin. Onlar murdardırlar. Kazandıklarının cezası olarak varacakları yer de cehennemdir.
Ali Bulaç
Onlara geri döndüğünüzde kendilerinden vazgeçmeniz için Allah'a and içecekler. Artık siz onlara sırt çevirin. Onlar gerçekten pistirler. Kazanmakta olduklarının bir cezası olarak, barınma yerleri cehennemdir.
Ali Fikri Yavuz
Yanlarına döndüğünüz zaman, kendilerinden yüz çevirirsiniz (ayıplamıyasınız) diye, size karşı Allah’a yemin edecekler. Siz de onlardan yüz çevirin (kendilerini ayıplamayın.) Çünkü onlar murdardır. Kazandıklarının cezası olarak varacakları yer de (barınakları) cehennem’dir.
Bekir Sadak
Dondugunuzde kendilerine cikismamaniz icin, Allah'a yemin edeceklerdir. Siz onlardan yuz cevirin; cunku pistirler. Yaptiklarinin karsiligi olarak varacaklari yer cehennemdir.
Celal Yıldırım
Kendilerine döndüğünüz zaman (kınama ve ayıplamadan) vazgeçesiniz diye Allah ile yemîn edeceklerdir. Siz de onlara (böyle yapmaktan) vazgeçin. Çünkü gerçekten onlar murdardırlar. Eyleşecekleri yer de —kazandıkları şeye karşılık— Cehennem'dir.
Diyanet Isleri (eski)
Döndüğünüzde kendilerine çıkışmamanız için, Allah'a yemin edeceklerdir. Siz onlardan yüz çevirin; çünkü pistirler. Yaptıklarının karşılığı olarak varacakları yer cehennemdir.
Fizilal-il Kuran
Savaştan döndüğünüzde kendilerini azarlamayasınız diye size Allah adına yemin edeceklerdir. Onları azarlamayınız, bir şey olmamış gibi davranınız. Çünkü onlar soyut pisliktirler. İşledikleri kötülüklerin karşılığı olarak varacakları yer, cehennemdir.
Gültekin Onan
Onlara geri döndüğünüzde (kalebtüm) kendilerinden vazgeçmeniz için Tanrı'ya and içecekler. Artık siz onlara sırt çevirin. Onlar gerçekten pistirler. Kazanmakta olduklarının bir cezası olarak, barınma yerleri cehennemdir.
Hasan Basri Çantay
Onlar (ın yanın) a döndüğünüz zaman kendilerin (i müâhâze) den vaz geçmeniz için Allaha andedecekler. O halde onlardan yüz çevirin. Çünkü onlar murdardır. İrtikâb edegeldiklerinin cezası olarak varacakları yer de cehennemdir onların.
Hayrat Nesriyat
Onlara döndüğünüz zaman, kendilerin(i kınamak)dan vazgeçesiniz diye, size Allah adına yemîn edecekler. Artık onlardan yüz çevirin! Çünki onlar pisliktir! Kazanmakta oldukları (günahları)na cezâ olarak varacakları yer ise Cehennemdir!
Ibni Kesir
Kendilerine döndüğünüz zaman; onlardan vazgeçmeniz için Allah'a yemin edeceklerdir. Öyleyse onlardan yüz çevirin. Çünkü murdardırlar. Yaptıklarının karşılığı olarak varacakları yer, cehennemdir.
Muhammed Esed
(Ey inananlar,) onlara döndüğünüzde, kendilerini rahat bıraksanız diye, sizi temin etmek için Allaha yemin edecekler. O halde, bırakın peşlerini, çünkü tiksinti veren kimselerdir onlar; ve yapageldiklerinden ötürü varacakları yer cehennemdir onların.
Ömer Nasuhi Bilmen
Yanlarına döndüğünüz zaman onları muahazeden vazgeçmeniz için size karşı Allah Teâlâ'ya yemin edeceklerdir. Artık onlardan vazgeçiniz. Şüphesiz ki, onlar murdar şeylerdir. Ve onların varacakları yer, kazanır oldukları şeye bir ceza olmak üzere cehennemdir.
Ömer Öngüt
Onların yanına döndüğünüzde, kendilerine çıkışmamanız için Allah'a yemin ederler. Siz onlardan yüz çevirin, çünkü onlar murdardırlar. Yaptıklarının karşılığı olarak, varacakları yer cehennemdir.
Şaban Piriş
Döndüğünüzde onlara ilişmemeniz için Allah’a yemin edeceklerdir. Siz onlardan yüz çevirin. Onlar pistir. Kazandıklarının karşılığı olarak barınakları cehennemdir.
Suat Yıldırım
Dönüp yanlarına vardığınız zaman, kendilerini affetmeniz için Allah’a yeminler edeceklerdir. Siz onlardan yüz çevirin. Onlara muhatap bile olmayın. Çünkü onlar o kadar murdar kimseler ki, hesap sormak ve azarlamakla yola gelmezler. İşleyip durdukları günahlar sebebiyle onların konutları cehennem olacaktır.
Tefhim-ul Kuran
Onlara geri döndüğünüzde kendilerinden vazgeçmeniz için Allah'a and içecekler. Artık siz onlara sırt çevirin. Onlar gerçekten pistirler. Kazanmakta olduklarının bir cezası olarak, onların barınma yerleri cehennemdir.
Ümit Şimsek
Yanlarına döndüğünüz zaman, onlara ilişmemeniz için size Allah adına yeminler edecekler. Siz de onları bırakın. Onlar pisliktir; işleyip durdukları günahların karşılığı olarak varacakları yer de Cehennemdir.
Diyanet Isleri
Kendilerinden razı olasınız diye, size yemin edeceklerdir. Siz onlardan razı olsanız bile, Allah o fasıklar topluluğundan asla razı olmaz.
Elmalılı (sadelestirilmis - 2)
Kendilerinden razı olasınız diye size yemin ederler. Eğer siz onlardan razı olursanız, şunu bilin ki Allah, o fasıklar güruhundan kesinlikle razı olmaz.
Elmalılı (sadelestirilmis)
Kendilerinden razı olasınız diye size yemin ederler; ama siz onlardan razı olsanız bile, muhakkak Allah, fasıklar topluluğundan razı olmaz.
Elmalılı Hamdi Yazır
Siz kendilerinden râzı olasınız diye size yemin edecekler, fakat siz onlardan râzı olursanız her halde Allah fasıklar güruhundan râzı olmaz
Diyanet Vakfı
Onlardan razı olasınız diye size yemin edecekler. Fakat siz onlardan razı olsanız bile Allah fâsıklar topluluğundan asla razı olmaz.
Abdulbaki Gölpınarlı
Onlardan râzı olmanız için size ant verecekler, fakat siz râzı olsanız da Allah, şüphe yok ki buyruktan çıkan topluluğun hareketlerine râzı olmaz.
Adem Uğur
Onlardan razı olasınız diye size yemin edecekler. Fakat siz onlardan razı olsanız bile Allah fâsıklar topluluğundan asla razı olmaz.
Ahmed Hulusi
Kendilerinden razı olasınız diye size yemin ederler. . . Siz onlardan razı olsanız da, Allâh o inancı bozuklar topluluğundan razı olmaz!
Ahmet Tekin
Kendilerinden hoşnut olasınız diye size yeminler ediyorlar. Siz onlardan hoşnut olsanız bile Allah, hak dinin, doğru ve mantıklı düşünmenin dışına çıkan fâsık, âsi, bozguncu bir kavimden razı olmayacaktır.
Ahmet Varol
Kendilerinden hoşnut olmanız için size karşı yemin ederler. Siz onlardan hoşnut olsanız da Allah fasıklar topluluğundan hoşnut olmaz.
Ali Bulaç
Kendilerinden hoşnut olmanız için size yemin ederler. Siz onlardan hoşnut olsanız bile şüphesiz Allah, fasıklar topluluğundan hoşnut olmaz.
Ali Fikri Yavuz
Kendilerinden razı olasınız diye, size yemin edecekler. Fakat siz, onlardan razı olsanız da asla Allah o fasıklar topluluğundan razı olmaz.
Bekir Sadak
Kendilerinden hosnut olasiniz diye, size and verirler. Siz onlardan hosnut olsaniz bile, Allah, yoldan cikmis kimselerden razi olmaz.
Celal Yıldırım
Kendilerinden hoşnud olasınız diye size yemîn ederler. Siz onlardan hoşnud olsanız bile elbette Allah fâsıklar (ilâhi sınırları aşıp itaat dışında kalanlardan razı olmaz.
Diyanet Isleri (eski)
Kendilerinden hoşnut olasınız diye, size and verirler. Siz onlardan hoşnut olsanız bile, Allah, yoldan çıkmış kimselerden razı olmaz.
Fizilal-il Kuran
Kendilerinden hoşnut olasınız diye size yemin ederler. Oysa siz onlardan hoşnut olsanız bile Allah yoldan çıkmışlar güruhundan kesinlikle hoşnut olmaz.
Gültekin Onan
Kendilerinden hoşnut olmanız için size yemin ederler. Siz onlardan hoşnut olsanız bile şüphesiz Tanrı, fasıklar kavminden hoşnut olmaz.
Hasan Basri Çantay
Kendilerinden hoşnud olmanız için size yemîn edecekler. (Fakat) eğer siz onlardan raazî olursanız şübhesiz Allah o faasıklar güruhundan raazî olmaz.
Hayrat Nesriyat
Kendilerinden râzı olasınız diye size yemîn edecekler. Fakat (siz) onlardan râzı olsanız bile, artık Allah, o fâsıklar topluluğundan aslâ râzı olmaz!
Ibni Kesir
Size yemin ederler ki; kendilerinden hoşnud olasınız. Siz, onlardan hoşnud olsanız da şüphesiz ki Allah, fasıklar güruhundan hoşnud olmaz.
Muhammed Esed
Sizi hoşnut etmek için yemin edeceklerdir; ama siz onlardan hoşnut olsanız (bile) (bilin ki), Allah günahkar bir topluluktan asla hoşnut kalmayacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen
Size yemin ederler ki, onlardan razı olasınız. Siz onlardan razı olacak olsanız da şüphe yok ki, Allah Teâlâ o fâsıklar olan tâifeden razı olmaz.
Ömer Öngüt
Kendilerinden râzı olmanız için size yemin ederler. Eğer siz onlardan hoşnut olsanız dahi, şüphesiz ki Allah fâsıklar gürûhundan aslâ râzı olmaz.
Şaban Piriş
Kendilerinden hoşnut olasınız diye size yemin ederler. Siz onlardan hoşnut olsanız bile Allah fasık topluluktan hoşnut olmaz.
Suat Yıldırım
Kendilerinden razı olasınız diye, size karşı Allah’a nice yeminler edecekler... Bilesiniz ki siz onlardan hoşnut olsanız bile, o yoldan çıkmış, o pis güruhtan Allah asla razı olmaz.
Tefhim-ul Kuran
Kendilerinden hoşnut olmanız için size yemin ederler. Siz onlardan hoşnut olsanız bile şüphesiz Allah, fasıklar topluluğundan hoşnut olmaz.
Ümit Şimsek
Onlardan hoşnut olmanız için size yemin ederler. Siz onlardan hoşnut olsanız bile, Allah o fasıklar güruhundan razı olmaz.
Diyanet Isleri
Bedevîler inkâr ve nifak bakımından daha ileri ve Allah’ın peygamberine indirdiği hükümlerin sınırlarını tanımamaya daha yatkındırlar. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Elmalılı (sadelestirilmis - 2)
Bedeviler inkâr ve münafıklık bakımından daha beterdirler. Bununla beraber Allah'ın, Resulüne indirdiği (hükümlerin) sınırlarını bilmemeye daha yatkındırlar. Allah alîmdir, hakîmdir,
Elmalılı (sadelestirilmis)
Bedeviler küfür ve nifak bakımından daha beterdirler; bununla beraber Allah'ın Resulüne indirdiği hükümlerin sınırlarını bilmemeye daha layıktırlar; Allah, bilendir, hikmet sahibidir.
Elmalılı Hamdi Yazır
Ârâbîler küfürce ve nifakça daha şiddetlidirler, bununla beraber Allahın Resulüne indirdiği ahkâmın hududunu bilmemiye daha lâyıktırlar, Allah alîmdir, hakîmdir
Diyanet Vakfı
Bedevîler, kâfirlik ve münafıklık bakımından hem daha beter, hem de Allah'ın Resûlüne indirdiği kanunları tanımamaya daha yatkındır. Allah çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.
Abdulbaki Gölpınarlı
Bedevîler, kâfirlik ve münâfıklık bakımından şehirlilerden beterdir ve Allah'ın, Peygamberine indirdiği hükümlerin sınırlarını daha ziyâde bilmezler, buna daha fazla onlar lâyıktır ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Adem Uğur
Bedevîler, kâfirlik ve münafıklık bakımından hem daha beter, hem de Allah'ın Resûlüne indirdiği kanunları tanımamaya daha yatkındır. Allah çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.
Ahmed Hulusi
Bedevîler, küfür ve nifak itibarıyla daha şiddetlidirler. . . Allâh'ın, Rasûlüne inzâl ettiğinin inceliklerini anlamamaya daha yatkındırlar. . . Allâh Aliym'dir, Hakiym'dir.
Ahmet Tekin
Bedevî Araplar, kültür ve medeniyetten uzak, baskın ve yağmacılıkla geçinen kavimler, küfürde, inkârda, nifakta ve iki yüzlülükte başkalarından daha aşırı, azgın davranışlar sergilerler. Allah’ın, Rasûlüne indirdiği kuralları, kanunları, cezaları tanımamaya da daha yatkındırlar. Allah her şeyi bilir, hikmet sahibi ve hükümrandır.
Ahmet Varol
Bedeviler küfürde ve nifakta daha katıdırlar ve Allah'ın Peygamberine indirdiğini bilmemeye daha yatkındırlar. Allah bilendir, hakimdir.
Ali Bulaç
Bedeviler inkâr ve nifak bakımından daha şiddetlidir. Allah'ın elçisine indirdiği sınırları bilmemeye de onlar daha 'yatkın ve elverişlidir.' Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ali Fikri Yavuz
Bedevî’ler, küfür ve nifak bakımından daha şiddetlidirler. Bununla beraber, Allah’ın, Rasûlüne indirdiği hükümlerin sınırını bilmemeye daha lâyıktırlar. Allah her şeyi kemaliyle bilicidir, hükmünde hikmet sahibidir.
Bekir Sadak
Bedevilerin kufur ve nifaklari her yonden, daha ileridir. Allah'in, peygamberine indirdiginin sinirlarini bilmemek, onlara daha layiktir. Allah bilendir, hakimdir.
Celal Yıldırım
Bedeviler küfür ve nifak bakımından daha şiddetlidirler ve Allah'ın Peygamberine indirdiği (dini hükümlerin) sınırlarını bilmemeye, tanımamaya daha yatkın ve uyumludurlar. Allah her şeyi bilen, her şeyi hikmetle yürütendir.
Diyanet Isleri (eski)
Bedevilerin küfür ve nifakları her yönden, daha ileridir. Allah'ın, Peygamberine indirdiğinin sınırlarını bilmemek, onlara daha layıktır. Allah bilendir, hakimdir.
Fizilal-il Kuran
Bedevi Araplar kâfirlikte ve münafıklıkta daha aşırı; Allah'ın peygamberine indirdiği hükümlerin sınırlarını bilmemeye daha yatkın kimselerdir. Allah her şeyi bilir ve her yaptığı yerindedir.
Gültekin Onan
Bedeviler küfür ve nifak bakımından daha şiddetlidir. Tanrı'nın elçisine indirdiği sınırları bilmemeye de onlar daha 'yatkın ve elverişlidir.' Tanrı bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Hasan Basri Çantay
Bedeviler küfür ve nifak bakımından (şehirlilerden) daha beterdir. Allahın, Resulü üzerine indirdiği (hükümler) in sınırlarını bilmemeleri de daha çok onlara lâyıkdır. Allah kemâliyle bilendir, tam bir hüküm ve hikmet saahibidir.
Hayrat Nesriyat
(Arabların göçebe kısmı olan) bedevîler, küfür ve nifak cihetiyle (şehirdekilerden)daha şiddetli ve Allah’ın, Resûlüne indirdiği şeylerin (o hükümlerin) hudûdunu bilmemeye daha lâyıktırlar. Allah ise, Alîm (hakkıyla bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
Ibni Kesir
Bedeviler; küfür ve nifak bakımından daha yaman ve Allah'ın peygamberine indirdiğinin hududunu bilmemeye daha müsaittirler. Ve Allah; Alim'dir, Hakim'dir.
Muhammed Esed
Bedeviler (arasındaki ikiyüzlüler) hakkı tanımaktan kaçınma tavırlarında ve ikiyüzlü davranışlarında (yerleşik insanlardan) daha ısrarlıdırlar; ve Allahın, Elçisine indirdiği öğretinin sınırlarını görmezden gelmek, (başkalarına göre) onlardan daha çok beklenen bir haldir. (Allah böyle diyorsa, bu böyledir) çünkü Allah her hükmünde ince, derin bir gerçeğe işaret eden mutlak ve sınırsız bilgi sahibidir.
Ömer Nasuhi Bilmen
Bedeviler, küfürce ve nifakça daha galizdirler. Ve Allah Teâlâ'nın Resûlüne indirmiş olduğu şeyin hududunu bilmemeğe daha layıktırlar. Allah Teâlâ ise alîmdir, hakîmdir.
Ömer Öngüt
Bedevîler küfür ve nifak bakımından daha beterdir ve Allah'ın peygamberine indirdiği hükümlerin sınırlarını tanımamak ancak onlara yakışan bir tutumdur. Allah bilendir ve hikmet sahibidir.
Şaban Piriş
Bedevilerin küfür ve nifakları daha ileridir. Allah’ın Resulüne indirdiğinin sınırlarını bilmemek onlara daha uygundur. Allah alimdir, hakimdir.
Suat Yıldırım
Bedevîler inkâr ve münafıklıkta şehirlilerden daha şiddetli;Allah’ın, Resulüne indirdiği hükümleri tanımamaya daha yatkındırlar. Allah her şeyi bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.
Tefhim-ul Kuran
Bedeviler, küfür ve nifak bakımından daha şiddetlidir. Allah'ın Resulüne indirdiği sınırları bilmemeye de onlar daha 'yatkın ve elverişlidir.' Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.
Ümit Şimsek
Bedevîler inkârda ve münafıklıkta daha şiddetli ve Allah'ın Resulüne indirdiği hükümleri bilmemeye daha yatkındırlar. Allah ise herşeyi bilir, her işi hikmetle yapar.
Diyanet Isleri
Bedevîlerden öyleleri vardır ki, (Allah yolunda) harcayacakları şeyi bir zarar sayar ve (bundan kurtulmak için) size belâlar gelmesini beklerler. Kötü belâlar kendi başlarına olsun. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Elmalılı (sadelestirilmis - 2)
Bedevilerden kimi de var ki, verdiğini angarya sayar ve sizin üzerinize belalar gelmesini bekler. O çirkin belalar kendi başlarına olsun! Allah herşeyi işitendir, bilendir.
Elmalılı (sadelestirilmis)
Bedevilerden kimi de vardır ki, verdiğini angarya sayar ve size zamanın türlü türlü belalarını gözetir. O kötü devir kendi başlarına olsun! Allah, herşeyi işiten, herşeyi bilendir.
Elmalılı Hamdi Yazır
Ârâbîlerden kimi vardır ki verdiğini cerîme sayar, size zamanın türlü türlü devr-ü inkılâbını gözetir, kötü devir kendi başlarına, Allah semi'dir, alîmdir
Diyanet Vakfı
Bedevîlerden öylesi vardır ki (Allah yolunda) harcayacağını angarya sayar ve sizin başınıza belâlar gelmesini bekler. (Bekledikleri) o kötü belâ kendi başlarına gelmiştir. Allah pek iyi işiten, çok iyi bilendir.
Abdulbaki Gölpınarlı
Bedevîlerden öyleleri vardır ki sarfedileni ziyan sayar ve size belâlar gelip çatmasını gözetir durur, bekledikleri kötü belâlar, kendi başlarına gelsin ve Allah, her şeyi duyar, bilir.
Adem Uğur
Bedevîlerden öylesi vardır ki (Allah yolunda) harcayacağını angarya sayar ve sizin başınıza belâlar gelmesini bekler. (Bekledikleri) o kötü belâ kendi başlarına gelmiştir. Allah pek iyi işiten, çok iyi bilendir.
Ahmed Hulusi
Bedevîlerden kimi vardır ki, infak ettiğini boşa gitmiş sayar ve sizde devranın belâsının açığa çıkmasını umarlar. . . Devranın belâsı üzerlerine olsun! Allâh Semi'dir, Aliym'dir.
Ahmet Tekin
Bedevî Araplar içinde, Allah yolunda harcayacağını angarya, ziyan sayanlar, sizin başınıza belâlar gelmesini bekleyenler var. O belâ çemberi onların boyunlarına geçsin. Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir.
Ahmet Varol
Bedevilerden öyleleri var ki, verdiklerini bir angarya saymakta ve sizin başınıza belaların gelmesini beklemektedirler. Kötü belalar onların başlarına gelecektir. Allah duyandır, bilendir.
Ali Bulaç
Bedevilerden öyleleri vardır ki, infak ettiğini bir cereme sayar ve sizi felaketlerin sarıvermesini bekler. Kötü felaket onları sarsın. Allah işitendir, bilendir.
Ali Fikri Yavuz
Bedevî’lerden kimi vardır ki, Allah yolunda harcadığını ziyan sayar ve bundan kurtulmak için, size, inkılâp ve devrimlerin gelmesini bekler. O kötü devir kendi başlarına olsun. Allah, onların söylediklerini işitir, kalblerindekini bilir.
Bekir Sadak
Bedevilerden, Allah yolunda sarfettitlerini angarya sayanlar ve sizin basiniza belalar gelmesini bekleyenler vardir. Belalar onlara olsun; Allah isitir ve bilir.
Celal Yıldırım
Bedevilerden öylesi de var ki, (Allah yolunda harcadığını) cerime sayar ve (kurtulmak için) başınıza türlü belâların gelmesini bekleyip dururlar; belâlar onların başına... Allah her şeyi işitendir, bilendir.
Diyanet Isleri (eski)
Bedevilerden, Allah yolunda sarfettiklerini angarya sayanlar ve sizin başınıza belalar gelmesini bekleyenler vardır. Belalar onlara olsun; Allah işitir ve bilir.
Fizilal-il Kuran
Kimi Bedeviler Allah'ın emri uyarınca yaptıkları harcamaları cerime, angarya sayarlar. Ve başınıza belaların geleceği günü gözlerler. Gözledikleri o bela kendi başlarına gelesiceler! Allah herşeyi işitir, herşeyi bilir.
Gültekin Onan
Bedevilerden öyleleri vardır ki, infak ettiğini bir cereme sayar ve sizi felaketlerin sarıvermesini bekler. Kötü felaket onları sarsın. Tanrı işitendir, bilendir.
Hasan Basri Çantay
Bedevilerden öyle kimse vardır ki (Allah yolunda) harcayacağını bir angarye sayar ve (ondan kurtulmak için) sizin üstünüze belalar gelmesini bekler durur. O belâlar kendi başlarına olsun! Allah hakkıyle işiden, kemâliyle bilendir.
Hayrat Nesriyat
Hem bedevîlerden öylesi vardır ki, (Allah yolunda) harcadığını zarar sayar ve(bundan kurtulmak için) sizin başınıza belâlar gelmesini bekler. (O) kötü belâ kendi başlarına gelsin! Hâlbuki Allah, Semî' (onların sözlerini hakkıyla işiten)dir, Alîm(niyetlerini hakkıyla bilen)dir.
Ibni Kesir
Bedevilerden öyleleri de vardır ki; infak edeceğini angarya sayar ve sizin başınıza belalar gelmesini bekler. Belalar kendi başlarına olsun. Va Allah; Semi'dir, Alim'dir.
Muhammed Esed
Ve (yine) bedeviler arasında (Allah yolunda) harcadığı her şeye kayıp gözüyle bakan ve (ey inananlar,) sizin darlık ve sıkıntıya düşmenizi bekleyenler var; (fakat) darlığa, sıkıntıya düşecek olan onlardır; çünkü Allah her şeyin özünü, iç yüzünü bilen, olup biten her şeyi işitendir.
Ömer Nasuhi Bilmen
Ve bedevilerden öyleleri vardır ki, infak ettiği şeyi bir ziyan sayar. Ve sizin hakkınızda hadiselerin gelmesine intizarda bulunur. Kötü bir hadise onların üzerlerine olsun. Ve Allah Teâlâ kemaliyle işiticidir ve bilicidir.
Ömer Öngüt
Bedevilerden öylesi var ki, Allah yolunda sarfettiğini de angarya sayar ve sizin başınıza belâların gelmesini bekler. En kötü belâlar kendi başlarına gelsin! Allah işitendir, bilendir.
Şaban Piriş
Bedevilerden yaptıkları infakı zarar sayanlar ve hezimete uğramanızı bekleyenler vardır. Onlar hezimete uğrayacak olanlardır. Allah işitendir, bilendir.
Suat Yıldırım
Kimi bedevîler, Allah yolunda harcamasını angarya ve ziyan sayar; bundan kurtulmak için başınıza türlü türlü belalar gelmesini gözler. O belalar kendi başlarına olsun!Allah, her şey gibi, onların söylediklerini de işitir, bütün hallerini bilir.
Tefhim-ul Kuran
Bedevilerden öyleleri vardır ki, infak ettiğini bir cereme sayar ve sizi felâketlerin sarıvermesini bekler. Kötü felâket onları sarıversin. Allah işitendir, bilendir.
Ümit Şimsek
Bedevîlerden öylesi vardır ki, hayır için harcadığını ziyan olmuş sayar ve başınıza felâketlerin gelmesini bekler. Felâket onların başına insin! Allah herşeyi işitiyor, herşeyi biliyor.
Diyanet Isleri
Bedevîlerden kimileri de vardır ki, Allah’a ve ahiret gününe inanır. Harcayacaklarını, Allah katında yakınlığa ve Peygamberin dualarını almağa vesile sayarlar. Bilesiniz ki bu, (Allah katında) onlar için yakınlıktır. Allah, onları rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Elmalılı (sadelestirilmis - 2)
Yine bedevilerden kimi de vardır ki, Allah'a ve ahiret gününe inanır ve harcadığını Allah katında yakınlıklara ve Peygamber'in dualarını almaya vesile sayar. Gerçekten de bu, onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmeti içine koyacaktır. Şüphesiz ki, Allah bağışlayıcıdır ve rahmet edicidir.
Elmalılı (sadelestirilmis)
Yine bedevilerden öyleleri vardır ki, Allah'a ve ahiret gününe inanır; harcadığını Allah katında yakınlarına ve Peygamberin dualarına vesile sayar; gerçekten bu, onlar için bir yakınlıktır. İleride Allah, onları rahmeti içine koyacaktır; çünkü Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Elmalılı Hamdi Yazır
Yine Ârâbîlerden kimi de var ki Allaha ve Ahiret gününe inanır ve vergisini Allah yanında yakınlıklara ve peygamberin dualarına vesîle sayar, filhakika onlar kendileri için yakınlıklardır, ilerde Allah onları rahmeti içine koyacaktır, çünkü Allah gafurdur rahîmdir
Diyanet Vakfı
Bedevîlerden öylesi de vardır ki, Allah'a ve ahiret gününe inanır, (hayır için) harcayacağını Allah katında yakınlığa ve Peygamber'in dualarını almaya vesile edinir. Bilesiniz ki o (harcadıkları mal, Allah katında) onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine (cennetine) koyacaktır. Şüphesiz Allah bağışlayan, esirgeyendir.
Abdulbaki Gölpınarlı
Bedevîlerden Allah'a ve son güne inanıp sarfedileni Allah katında hâlis bir ibâdet sayan ve Peygamberin dualarını kazanmaya vesîle addedenler de var. Haberiniz olsun ki bu, gerçekten de onlar için bir ibâdettir, Tanrıya yakın olmaya vesîledir. Allah, onları öz rahmetine ithal edecektir, şüphe yok ki Allah, suçları örter, rahîmdir.
Adem Uğur
Bedevîlerden öylesi de vardır ki, Allah'a ve ahiret gününe inanır, (hayır için) harcayacağını Allah katında yakınlığa ve Peygamber'in dualarını almaya vesile edinir. Bilesiniz ki o (harcadıkları mal, Allah katında) onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine (cennetine) koyacaktır. Şüphesiz Allah bağışlayan, esirgeyendir.
Ahmed Hulusi
Bedevîlerden kimi de vardır ki, Esmâ'sıyla onların hakikati olan Allâh'a ve yaşanacak sonsuz sürece iman eder ve infak ettiğini Allâh indînde yakınlığa vesile olacak şeyler olarak düşünür; Rasûlullah'ın dualarında yer almak için vesile edinir. . . Dikkat edin, muhakkak ki o (infak ettikleri), kendileri için bir yakınlık vesilesidir. . . Allâh onları rahmetine dâhil edecektir. . . Muhakkak ki Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin
Bedevî Araplar içinde, Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe iman edenler; hayır için gönüllü harcayacaklarını, Allah katında yakınlığa, Allah Rasûlünün dualarını almaya vesile kabul edenler var. Kesinlikle de o harcadıkları mal, onlar için büyük bir yakınlık vesilesidir. Allah onları rahmet deryasına gark edecektir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol
Bedevilerden öyleleri de var ki, Allah'a ve ahiret gününe iman ederler ve harcadıklarını Allah'a yaklaşmak ve Peygamberin dualarını almak için vesile olarak görürler. Bilin ki, (gerçekten) bu onlar için yakınlık vesilesidir. Allah onları rahmetine sokacaktır. Allah bağışlayandır, rahmet edendir.
Ali Bulaç
Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiğini Allah katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ali Fikri Yavuz
Yine Bedevî’lerden öylesi de vardır ki, Allah’a ve âhiret gününe inanır; ve harcadığını, Allah katında (rahmetine) yakınlıklara ve Peygamberin dualarını kazanmıya vesile edinir. Doğrusu, harcamış oldukları şeyler, Allah’ın rahmetine yaklaşmaya kendileri için bir sebebdir. Allah, onları rahmetine (cennet’ine) koyacaktır. Çünkü Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.
Bekir Sadak
Bedevilerden, Allah'a ve ahiret gunune inanan, sarfettigini, Allah katinda ibadet ve peygamberin dualarina nail olmaga vesile sayanlar da vardir. Bilin ki, verdikleri onlar icin ibadettir. Allah, onlara rahmet edecektir. Allah suphesiz bagislar ve merhamet eder. *
Celal Yıldırım
Yine Bedevilerden öylesi de var ki, Allah'a, Âhiret gününe imân ederler. (Allah yolunda) harcadığını Allah katında yakınlıklara ve Peygamberin dualarına (lâyık olmaya vesile) edinirler. İyi bilin ki bu onlar için Allah katında bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine lâyık görüp kavuşturacaktır. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Diyanet Isleri (eski)
Bedevilerden, Allah'a ve ahiret gününe inanan, sarfettiğini, Allah katında ibadet ve Peygamberin dualarına nail olmağa vesile sayanlar da vardır. Bilin ki, verdikleri onlar için ibadettir. Allah, onlara rahmet edecektir. Allah şüphesiz bağışlar ve merhamet eder.
Fizilal-il Kuran
Kimi Bedeviler de Allah'a ve ahiret gününe inanırlar; yaptıkları maddi bağışları Allah'ın yakınlığını ve peygamberin dualarını kazanma aracı, sebebi sayarlar. Haberiniz olsun ki, yaptıkları bu bağışlar, gerçekten onları Allah'a yaklaştıran bir sebeptir. İlerde Allah onları rahmetinin kapsamı içerisine alacaktır. Hiç şüphesiz Allah affedici ve merhametlidir.
Gültekin Onan
Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Tanrı'ya ve ahiret gününe inanır ve infak ettiğini Tanrı katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Tanrı da onları kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Tanrı bağışlayandır, esirgeyendir.
Hasan Basri Çantay
Bedevilerden öyle adam da vardır ki Allaha ve âhiret gününe inanır, harcedeceğini Allah yanında yakınlıklara ve o peygamberin dualarına (vesîle) edinir. Haberiniz olsun ki bu, onlar için gerçek bir yakınlıkdır. Allah, onları rahmetine koyacakdır. Şübhesiz ki Allah çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.
Hayrat Nesriyat
Bedevîlerden öylesi de vardır ki, Allah’a ve âhiret gününe îmân eder, (Allah yolunda) harcadığını Allah katında yakınlıklara ve peygamberin duâlarına vesîle sayar. Bilesiniz ki gerçekten o (harcadıkları şeyler), kendileri için (Allah katında) bir yakınlıktır.Allah, onları yakında rahmetine (Cennetine) koyacaktır. Şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
Ibni Kesir
Bedevilerden öyleleri de vardır ki; Allah'a ve ahiret gününe inanır, infak ettiğini Allah katında yakınlığa ve peygamberin duasına nail olmaya vesile sayar. Bilin ki; bunlar kendileri için gerçek bir yakınlıktır. Allah, onları rahmetine girdirecektir. Muhakkak ki Allah; Gafur'dur, Rahim' dir.
Muhammed Esed
Ama bedeviler arasında, Allaha ve Ahiret Gününe inanan, (Allah yolunda) harcadıklarını, kendilerini Allaha yaklaştıran ve Elçinin dualarında anılmalarını sağlayan vesileler olarak görenler de var. Bakın işte bu, (Allahın onlara) yakınlık (göstermesi) için gerçek bir vesile olacaktır; (çünkü) Allah onları rahmetiyle kuşatacaktır: gerçek şu ki, Allah çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcıdır!
Ömer Nasuhi Bilmen
Ve bedevilerden öylesi de vardır ki, Allah Teâlâ'ya ve ahiret gününe imân eder ve infak ettiği şeyi Allah Teâlâ nezdinde tekarrübe ve Peygamberin dualarına vesile (ittihaz) eder. Haberiniz olsun ki, onlar kendileri için bir yakınlıktır. Elbette Allah Teâlâ onları rahmetinin içine girdirecektir. Şüphe yok ki Allah Teâlâ yarlığayıcıdır, esirgeyicidir.
Ömer Öngüt
Bedevilerden öylesi de vardır ki, Allah'a ve ahiret gününe inanır, harcayacağını Allah katında yakınlığa ve Peygamber'in duâlarını almaya vesile edinir. Bilesiniz ki o harcadıkları şeyler, onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmetinin içine koyacaktır. Şüphesiz ki Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Şaban Piriş
Bedevilerden, Allah’a ve ahiret gününe iman eden, infak ettiğini Allah katında yakınlık vesilesi ve resulün duasını almak için yapanlar vardır. Dikkat edin, işte yakınlık onlar içindir. Allah onları rahmetine dahil edecektir. Allah bağışlayan, merhamet edendir.
Suat Yıldırım
Kimi bedevîler de Allah’ı ve âhireti tasdik eder;Allah yolunda harcamasını, Allah’a yakın olmaya ve Resulünün dualarını almaya vesile sayar. İyi bilin ki bu, onlar için Allah’a yakınlık vesilesidir. Allah onları rahmet diyarı olan cennete yerleştirecektir.Çünkü Allah gafurdur, rahimdir (affı, merhamet ve ihsanı boldur).
Tefhim-ul Kuran
Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiğini Allah katında bir yakınlaşmaya ve peygamberin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ümit Şimsek
Fakat bedevîlerden öylesi de var ki, Allah'a ve âhiret gününe iman eder, hayır için harcadığını Allah katında yakınlığa ve Peygamberin duasına vesile sayar. Gerçekten de bu onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine eriştirecektir. Çünkü Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
يَعْتَذِرُونَ إِلَيْكُمْ إِذَا رَجَعْتُمْ إِلَيْهِمْ قُل لاَّ تَعْتَذِرُواْ لَن نُّؤْمِنَ لَكُمْ قَدْ نَبَّأَنَا اللّهُ مِنْ أَخْبَارِكُمْ وَسَيَرَى اللّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَى عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ (٩٤)
سَيَحْلِفُونَ بِاللّهِ لَكُمْ إِذَا انقَلَبْتُمْ إِلَيْهِمْ لِتُعْرِضُواْ عَنْهُمْ فَأَعْرِضُواْ عَنْهُمْ إِنَّهُمْ رِجْسٌ وَمَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ جَزَاء بِمَا كَانُواْ يَكْسِبُونَ (٩٥)
يَحْلِفُونَ لَكُمْ لِتَرْضَوْاْ عَنْهُمْ فَإِن تَرْضَوْاْ عَنْهُمْ فَإِنَّ اللّهَ لاَ يَرْضَى عَنِ الْقَوْمِ الْفَاسِقِينَ (٩٦)
الأَعْرَابُ أَشَدُّ كُفْرًا وَنِفَاقًا وَأَجْدَرُ أَلاَّ يَعْلَمُواْ حُدُودَ مَا أَنزَلَ اللّهُ عَلَى رَسُولِهِ وَاللّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ (٩٧)
وَمِنَ الأَعْرَابِ مَن يَتَّخِذُ مَا يُنفِقُ مَغْرَمًا وَيَتَرَبَّصُ بِكُمُ الدَّوَائِرَ عَلَيْهِمْ دَآئِرَةُ السَّوْءِ وَاللّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ (٩٨)
وَمِنَ الأَعْرَابِ مَن يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَيَتَّخِذُ مَا يُنفِقُ قُرُبَاتٍ عِندَ اللّهِ وَصَلَوَاتِ الرَّسُولِ أَلا إِنَّهَا قُرْبَةٌ لَّهُمْ سَيُدْخِلُهُمُ اللّهُ فِي رَحْمَتِهِ إِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ (٩٩)